Avokado, bugün sağlıklı beslenme trendlerinin yıldızı olan, besleyici özellikleriyle bilinen bir meyve. Anavatanı Meksika olan avokadonun tarihi MÖ 10.000’lere kadar uzanıyor. Tropikal iklimde yetişen bu meyve, Türkiye’nin Akdeniz bölgesinde de üretiliyor. Ancak bundan tam 300 yıl önce, Osmanlı topraklarında da yetiştirildiğini biliyor muydunuz?
Osmanlı’da Avokado Serüveni
1688 doğumlu Molla Kamil Efendi, hem din hem de bilim alanında çalışmalarıyla tanınan bir Osmanlı âlimiydi. Avrupa’da aldığı eğitimlerle ziraat ve nebatiye (bitki bilimi) konularında uzmanlaşan Kamil Efendi, İstanbul’a döndükten sonra sarayın dikkatini çekmiş ve 1720 yılında lale bahçelerinde yayılan bir hastalığı bilimsel yöntemlerle tedavi ederek büyük takdir toplamıştır.
Bu başarısı ona “Halaskaran-ı Lalezar” (Lale Bahçesinin Kurtarıcısı) unvanını kazandırmış ve Yalova’da ziraat çalışmaları yapması için bir arazi tahsis edilmiştir. Burada yaptığı en ilginç çalışmalardan biri ise Fransa’da görüp çok beğendiği avokadoyu Anadolu şartlarında yetiştirme çabası olmuştur. Uzun uğraşlar sonucunda Yalova’da avokado yetiştirmeyi başaran Kamil Efendi, bu egzotik meyveyi saraya sunmuş ve kısa sürede İstanbul’un seçkin sofralarında popüler hale getirmiştir.
Avokadonun Osmanlı’daki Talihsiz Sonu
Ne yazık ki avokadonun Osmanlı’daki bu serüveni kısa sürmüştür. 1730 yılında yaşanan Patrona Halil ayaklanması sırasında, avokado hakkında asılsız söylentiler yayılmıştır. “Timsahla ağacın günahkâr bir birlikteliğinden doğduğu” iddiaları, bu meyvenin mekruh ilan edilmesine yol açmıştır. Yalova’daki tüm avokado ağaçları yakılmış ve bu sağlıklı meyve Anadolu’dan tam 250 yıl boyunca silinmiştir.
Avokadonun Faydaları ve Günümüzdeki Yeri
Bilimsel araştırmalar, avokadonun sağlıklı yağlar, lif, vitamin ve mineraller açısından son derece zengin bir meyve olduğunu kanıtlamıştır. Kalp sağlığını destekleyen, sindirimi kolaylaştıran ve enerji veren bu süper gıda, bugün dünya mutfaklarının vazgeçilmez bir parçasıdır. Ancak Osmanlı döneminde avokadonun gördüğü bu önyargı, ülkemizde yaygınlaşmasını geciktirmiştir.
Dedelerimiz Avokadoyla Büyümedi Ama Biz Neden Yemeyelim?
Patates, domates ve mısır gibi Amerika kıtasından gelen pek çok sebze ve meyve kültürümüze yerleşirken, avokado hak ettiği değeri görememiştir. Bugün ise sağlıklı beslenmenin bir simgesi olarak sofralarımıza geri dönüyor.
Bir çocuk doktoru olarak, avokadonun faydalarını her fırsatta vurgulamak isterim. Bilimsel yayınlarla faydaları kanıtlanmış bu meyve, özellikle çocuklar için harika bir besin kaynağıdır. Dedelerimiz avokadoyla büyümedi diye biz de mi yemeyelim? Belki de artık avokadoya hak ettiği değeri verme zamanı gelmiştir, ne dersiniz? 😊
SON SÖZ:
Avokado, faydalı yağ asitleri, vitaminler ve minerallerle dolu, besleyici bir meyve. Hem bebeklerin ek gıdaya geçiş döneminde hem de her yaşta sağlıklı beslenme planlarına kolayca eklenebilir. Ancak, “Çocuğuma avokado vermedim, acaba eksik mi yaptım?” diye vicdan azabı çekmeye gerek yok! Avokado harika bir seçenek olsa da onsuz da dengeli ve sağlıklı bir beslenme düzeni oluşturmak mümkün. Önemli olan, çeşitliliği ve dengeyi koruyarak besleyici gıdalara yönelmektir. 😊