Toplumda herhangi bir hastalık için riskli kişileri aşılamanın iki temel amacı vardır.
Bunlardan ilki aşı yapılan kişiyi o hastalığa karşı korumak; ikincisi ise toplumda hastalığın
kontrolünü sağlamaktır. Bu iki nedenden ötürü aşılama, en temel koruyucu sağlık
hizmetlerinden biridir.
Toplumdaki herkes aşılandığında mikrop hasta edebileceği kimseyle karşılaşamıyor.
Saklanabileceği, diğerlerine de bulaşabileceği alanı kapatmış oluyorsunuz. Çiçek hastalığı
(Variola) bu sayede hiçbir insanda barınamadığı için yeryüzünden silinmiştir. Artık hiçbir
çocuğu hasta edememektedir. Çocuk felci virüsü (Polio) pek çok çocuğu hasta ederek sakat
kalmalarına yol açmıştır. Ülkemizde 1963 yılında canlı aşı uygulanmaya başlamış, 1989 yılı
sonunda başlatılan Polio Eradikasyonu Programı ile 21 Haziran 2002 tarihinde Türkiye
Çocuğunuza aşı yaptırdığınızda o hastalığa karşı koruma sağlamış oluyorsunuz. Çocuğunuz o
mikropla karşılaştığında bağışıklık sistemi mikrobu tanır ve hastalık yapmasını engeller. Bu
sayede çocuğunuzun kendi bağışıklığını destekleyerek o mikrobu tanımasını sağlamış
olursunuz.
TOPLUMSAL BAĞIŞIKLIK, YAPTIRDIĞINIZ AŞI SADECE SİZİ DEĞİL HERKESİ KORUR!
Aşılanmamış kişilerin, aşılanan kişiler nedeniyle, hastalık etkeni ile temaslarının azalması
sonucu, toplumda o hastalığın görülme hızı azalır. Buna da Toplumsal Bağışıklık
(Herd İmmunity) denir.
Yüksek oranda aşılama ile toplumsal bağışıklık oluşturulması aşının bireysel faydasına ek
olarak hastalığın toplum içinde de kontrol altına alınmasını sağlar. Toplumsal bağışıklık
yüksek aşılanma oranlarının sürdürülmesiyle mümkün olabilmektedir. Bu sayede etkenin
korumasız kişilere ulaşma olasılığı azalacak ve hastalığa karşı bağışık olmayan kişiler de
dolaylı olarak korunacaktır.
Aşılarınızı yaptırmazsanız neler olabilir?
Doğuştan bağışıklık sistemi hastalığı olan çocuklar, kanser vb hastalıkların tedavisi nedeniyle
bağışıklığı bozulmuş olanlar, ağır beslenme bozukluğu olan çocuklar, sağlık hizmetlerine
ulaşma imkanı olmayanlar ve aşı zamanı henüz gelmemiş olan bebekler toplum içinde aşı ile
koruma sağlanamamış olan grubu oluşturur. Bunun dışında aşıların koruyuculuk oranlarına
bağlı olarak aşı olduğu halde bağışıklık gelişmeyenler de olacaktır (%1-5 arası). Aşı reddi ile
birlikte bu oran kritik seviyenin altına düştüğünde salgınlar yaşanması kaçınılmazdır. Kızamık
için toplumsal bağışıklık aşının toplumun en az %94’üne yapılması ile mümkündür. Bu oranın
altına düşüldüğünde kızamık salgınları yaşanmaktadır (bakınız Romanya, İtalya, Polonya,
Filipinler, Fransa, Ukrayna). Ülkemizde Kızamık aşısı bebeklere 12. Ayda ve ilkokul 1.
Sınıfta yapılmaktadır. Henüz yaşını doldurmamış olan bebekleri koruyabilmemiz için
çocuklarımıza kızamık aşısı yaptırmalıyız. Lösemi nedeniyle kemoterapi alan komşumuzun
çocuğunu korumak için aşımızı yaptırmalıyız. Doğuştan bağışıklık sistemi çökmüş ‘Ağır
Kombine İmmün Yetmezlik’ hastası olan kuzenimiz için aşılarımızı yaptırmalıyız. Ağrı-
Eleşkirt’te ağır malnütrisyon nedeniyle bağışıklığı zayıf kalan çocuğumuzu korumak için
aşılarımızı yaptırmalıyız.
Çocuk Felci’nden (poliomiyelit) arındırılmış ülke belgesi almıştır. Maalesef komşu
ülkelerdeki savaşlar ve hızlı göç dalgası nedeniyle ülkemizde tekrar vakaların görüldüğü
bildirilmektedir. Bu durum bile yıllarca emek ve zaman verilerek yürütülen aşılama
çalışmalarının sekteye uğradığında ne kadar kötü sonuçlar doğuracağını anlatmak için
yeterlidir.
Aşılar güvenlidir, etkilidir, çocuğunuzu korur. Aşılarınızı zamanında gönül rahatlığıyla yaptırın.